“Depremden Önce, Deprem Anında ve Deprem Sonrasında Korunma Yolları” Konulu Hizmet İçi Eğitim Programı Düzenlendi
5 Nisan 2023 | 16:00

Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığı Eğitim Şube Müdürlüğü tarafından akademik ve idari personele yönelik “Depremden Önce, Deprem Anında ve Deprem Sonrasında Korunma Yolları” konulu hizmet içi eğitim programı düzenlendi.

Eğitim Şube Müdürü Ayça Tunçay’ın moderatörlüğünü yaptığı program iki oturum olarak düzenlendi. Çevrim içi olarak yapılan oturumlara konuşmacı olarak Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan ve Öğr. Gör. Dr. Cemile Öztürk Akca katıldı.

Eğitim Şube Müdürü Ayça Tunçay, hizmet içi eğitim programlarının 28’incisini düzenlediklerini söyleyerek ülkemizde yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar ve depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerini iletti.

Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, “Ülkemizde gerçekten büyük çaplı bir deprem oldu. 50 binin üzerinde vefatımız, yaralananlarımız, evleri, iş yerleri yıkılan, hasara uğrayan vatandaşlarımız oldu. Dünyada da az rastlanır bir büyüklükte olan bu deprem neredeyse savaşa eş değer bir kayba yol açtı. Ülkemizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun” diyerek konuşmasına başladı.  

Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezinin (DEMAR) Türkiye’nin en eski deprem araştırma merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti: “Deprem araştırmaları, çalışma alanları ve kapsamı, yer istasyonları bakımından Türkiye’deki üçüncü üniversiteyiz. Merkezimizde, yer hareketlilikleri incelenerek AFAD ve ilgili yerlere bilgi verilmektedir. Türkiye fay hatları üzerinde olan bir ülkedir. Günlük hayata etkisi bakımından Türkiye’nin yüzde 99’unu etkilediği için Türkiye’de sürekli depremden bahsetmekteyiz. Ülkemizdeki afetlerin üçte ikisi depremlerden oluşmaktadır. Devamında heyelan, sel, orman yangınları ve çığ olarak sıralanıyor.”

Sıkışma sonucunda aktif fayların yerini değiştirmesiyle açığa çıkan enerjinin sebep olduğu yer sarsıntılarının deprem olduğunu açıklayan Prof. Dr. Abdussamet Arslan, dolayısıyla yüzeyde bulunan herşeyin bu sarsıntılardan etkilendiğini kaydetti. "Depremleri önlememiz olanaksızdır, ama can kaybını ve tahribatı azaltarak bir afete dönüşmesini engellemek elimizdedir" diyen Arslan, deprem bölgesi olarak ülkemizin ABD ve Japonya’dan sonra üçüncü bölgede olduğunu belirtti.  Bizim sürekli deprem riskini dikkate alarak uyanık olmamız gerektiğinden söz eden Prof. Dr. Arslan, depremin tam olarak zamanını tespit etmenin çok zor olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Arslan, şunları vurguladı: "Kahramanmaraş depreminde 110 saniye içinde üç zone hareket etmiş. Bu veriler doğrultusunda Türkiye’nin batısında deprem beklentisi olduğu doğrudur. Yüksek şiddetli depremler her zaman olabilir ve olacak. Hazırlıklı olmamız gerekir. Kullandığımız binaları depreme dayanıklı hale getirmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. Binayı ayakta tutan kolonlar ve perdelerdir. Deprem önlemeye ilişkin tekniklerimiz her zaman var ama maliyetli süreçlerdir. Ülkemizde yaşanan deprem felaketleri ve uyarılara rağmen çok süratli bir şekilde unutmayı tercih ediyoruz. Hiçbir zaman depremi unutmamamız gerekir. Deprem ile birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Halkımız organize olarak bu konuda bilinçlendirilmelidir.”

Prof. Dr. Abdussamet Arslan, mevcut yapıların durumu, sismik risk korunmasında ileri teknikler, deprem hasarından koruyucu sistemler, yapay zeka kontrollü binalar, afet farkındalık ve davranış eğitimi, deprem öncesi alınacak sosyal önlemler konularında sunum eşliğinde detaylı bilgi vererek konuşmasını şöyle bitirdi: “Kahramanmaraş depreminde Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız hocamızın oluşturduğu koordinasyon ile deprem bölgesinde önemli katkılarımız oldu. Bölgede neye ihtiyaç varsa temin edildi. Öte yandan üniversitemizden görevlendirilen uzman ekipler ve gönüllüler ile gerek arama-kurtarma ve acil ihtiyaçların giderilmesi gerek sağlık hizmetlerinin sağlanması gerekse hasar tespit ve deprem araştırmaları konusunda gerekenler ivedilikle yapıldı.”

Öğr. Gör. Dr. Cemile Öztürk Akca ise konuşmasında ülkemizde afet ve acil durumlar için verilen eğitimlerin bir davranışa dönüşmediğini belirterek, bu sebeple çoğu zaman afet ve acil durumlarda çaresiz kalındığını söyledi.

Deprem ve afetler sonrasında korunma yolları konusunda sunum eşliğinde bilgi veren Öğr. Gör. Dr. Cemile Öztürk Akca konuşmasını şöyle sürdürdü: “Konut kiralarken veya satın alırken bilinçli olup depreme dayanıklı konutları tercih etmemiz gerekiyor. Biz bunu talep ettiğimiz için bu yapılar yapılmaya başlanacak. Öte yandan sigorta yaptırarak yaşam alanlarınızı güvence altına alın. Evinizin içindeki riskleri belirleyin. Acil durum numaralarını öğrenin ve öğretin. Yaşadığınız şehirde destek ve yardım alabileceğiniz akraba veya komşularınızı belirleyin. Bölge dışı bağlantı ve şehir içi destek kişilerini belirleyin. Afet acil durum bilgi kartı hazırlayarak kendinizin, çocuklarınızın çantalarına koyun. Her türlü afette kullanacağınız afet ve acil durum çantanızı hazırlayın. Semtinizdeki toplanma ve barınma alanlarını öğrenin. Deprem anında hedef küçülterek çökün, kapanın ve tutunun. Tsunami ihtimaline karşı bulunduğunuz yerden yüksek bölgelere doğru gidin. Afetler ve acil durumlarda ilk saatler çok önemlidir, ilk yardım eğitimleri alın.”

Hizmet içi eğitim programı katılımcıların sorularının yanıtlanması ile sona erdi.

İlk oturumu izlemek için tıklayınız. 

İkinci oturumu izlemek için tıklayınız. 

-1 -1 -1 -1 Eğitim Programı-1 Eğitim Programı-1 Eğitim Programı-1 Eğitim Programı-1
background image