Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği (YASAD) iş birliği ile “12.Ulusal Yaşlılık Kongresi” düzenlendi.
Üniversitemiz Mimar Kemaleddin Salonu’nda düzenlenen kongreye Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Elmas Esra Ceceli, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Elbasan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ABD Başkanı, Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Ayşe Canatan, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı, Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Fatma Arpacı, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Velittin Kalınkara, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan kongre, Trabzon Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Kalkanoğlu’nun piyano ve Gazi Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Elemanı Arş. Gör. Dr. Senim Çemberci’nin yan flüt müzik dinletisi ile devam etti.
Kongrede Yaşlı Sorunları Araştırma Derneğinin ülkemiz yaşlılarından kareler içeren görsel tanıtım videosu yayınlandı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Ayşe Canatan, “Cumhuriyetin 100. Yılı 12. Ulusal Yaşlılık Kongresi’ne hepiniz hoş geldiniz. Bu kongre oldukça manidar bir kongredir. İlkini 2001 yılında Ankara’da yaptığımızda Türkiye’de yaşlı nüfusu yüzde 6 oranındaydı. Bugün itibariyle yaşlı nüfus oranı yüzde 10 oldu. Hızlı bir demografik değişim ile karşı karşıyayız. Gündelik hayatın her noktasında yaşlıların karşılaştığı sorunlar çok önemli bir gündem konusudur. Öte yandan geçmişte yapılan sorun ağırlıklı çalışmaların yanı sıra aktif yaşlanmaya ilişkin, yaşlıyı çözümün paydaşı olarak gören, toplumsal katılımlı çalışmalar da yapılmaktadır” dedi.
Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı, Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Fatma Arpacı, mesleğinin başında başladığı yaşlılık çalışmalarında Cumhuriyetimizin 100. yılı etkinliği olarak 12. Ulusal Yaşlılık Kongresi’ni gerçekleştirmekten gurur duyduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Kongremizin ana teması olan ‘Yaşlının Güçlenmesi’ konusu değişik boyutlarda ele alınan ve popüler olan bir kavramdır. Güçlendirme, yaşlı bireyler için öz düzenleme, öz yetkinlik, bilgi, eğitim, motivasyonel faktörleri ve sosyal desteği içermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında 13.464.564 olan nüfusun yaklaşık yüzde 75’i köylerde yaşayan, kadın, çocuk ve yaşlıdan oluşmaktayken, günümüzde ise yoğun nüfus artışı ve şehirleşme ile 2022 yılı adrese dayalı nüfus tespitine göre ülkemizde yaşlı nüfusu 8.450.669 kişidir. Dolayısıyla yaşlı nüfusun toplam nüfustaki oranının yüzde 10’u bulması bu konuda sosyo-ekonomik politikaların öncelenmesine sebep olmuştur.”
Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yaşlı Sorunları Araştırma Derneği Başkanı, Prof. Dr. Velittin Kalınkara da konuşmasında Türkiye nüfusunun yaşlandığına dikkat çekti. Türkiye’de yaşlı nüfusu gerçeğine dikkat çeken Prof. Dr. Velittin Kalınkara, “O zaman yaşlılığa ilişkin sosyal politikaları da üretmek zorunda olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Çünkü yaşlılık bir sorun değil ama yaşlılık sorunları var. Bu sorunları çözme yolunda neler yapabileceğimizi, edilgen değil aktif katılımlı bir tavırla yaşlının nasıl güçlenmesi gerektiği konularına odaklanmamız gerekiyor” dedi.
Yaşlılık konusunda kamu politikalarının zamanında uygulamaya konulmadığında uzun vadede önemli sorunlar oluşturacağını kaydeden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Elmas Esra Ceceli ise konuşmasında şu konuya değindi: “Artık yaşlılık diye bir kavram yok, uzun ömürlü olmak var. Uzun ömürlüyse kaliteli bir ömürdür. İşin özünde rahat etmek dediğimiz olgu insanı çabuk yaşlandırır, köylerde yaşlı nüfusumuz hala evde, bağda, bahçede çalışıp evini ayakta tutmaya devam etmektedir. Şehirlerde ise aktif çalışma hayatından sonra dinlenme safhasına geçenler için pasif bir yaşam başlamaktadır. Bu nedenle, yaşlılarımızı hayatın her alanında aktif olmaya davet ediyoruz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz.”
Yaşlılıkta erken müdahale kavramını dile getirmek gerektiğini belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Elbasan konuşmasında, “Yaşlanmayı erken müdahale ile geciktirebiliriz diye düşünüyorum. Erken dönemde obezite, KOAH, kanser gibi hastalıklardan korunmanın gündeme alınmasıyla belki daha sağlıklı bir yaşam, daha sağlıklı bir yaş almayı sağlayabiliriz” ifadesini kullandı.
Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız da konuşmasında günümüzde demografik dönüşüm ile birlikte yaşlı nüfusun yoğun olduğu ülkelerde aktif ve yerinde yaşlanma öncelikli politikaların öncelikli hale geldiğini söyledi. Bu politikalarla bireylerin kendi yaşam ortamlarında daha uzun süre başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamanın amaçlandığını dile getiren Prof. Dr. Musa Yıldız, “Bu bağlamda güçlenme kavramı kendine ve başkalarına saygı duyan ortaklıkları, eşit karar vermeyi, seçimleri ve sorumlulukları kabul etme özgürlüğünü destekleyen bir süreç olarak kavramsallaştırılmaktadır” dedi.
Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Kongre’de farklı üniversitelerden ortak alanlarda çalışan bilim insanlarının bir araya gelerek tanışmaları, görüşlerini ifade etmeleri, sonraki yıllarda yaşlılar üzerine yapılacak projelerde hangi konulara önem verileceği konularının ele alınmasının hedeflendiğini ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Görgün Baran’ın “Yaşlanma ve Güçlenme” konulu sunumu ile açılış özel oturumu yapıldı.
Prof. Dr. Aylin Görgün Baran konuşmasında, “Yaşlılıkta güçlendirme iki yönlü bir yoldur. Sadece yaşlıların ve onları destekleyenlerin örgütlenme ve katkılarını görünür kılan çabalarını değil, aynı zamanda seslerinin duyulmasını, seçimlerine göre hareket edilmesini ve tam ve katkıda bulunan vatandaşlar olarak rollerinin tanınmasını ve tam olarak desteklenmesini sağlamak için hükümetlerin ve daha geniş toplumun olumlu ve kolaylaştırıcı davranmalarını gerektirir” ifadelerini kullandı.
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.