Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığı Eğitim Şube Müdürlüğü tarafından akademik ve idari personele yönelik “Dijital Çağda Üniversite Gençliği” konulu hizmet içi eğitim düzenlendi.
Eğitim Şube Müdürü Ayça Tunçay’ın moderatörlüğünü yaptığı, çevrim içi olarak düzenlenen hizmet içi eğitim programının konuşmacı konuğu Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan oldu.
71’incisini düzenledikleri hizmet içi eğitim programında “Dijital Çağda Üniversite Gençliği” konusunun ele alındığını belirten Eğitim Şube Müdürü Ayça Tunçay, katılımlarından dolayı Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’a teşekkür etti.
Üniversitelerimizin akademik ve idari personeli ile beraber öğrencileri ile bir bütün olduğunu, öğrencilerin üniversitelerin varlık sebebi olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, önümüzdeki hafta itibari ile tüm Türkiye’de 2023-2024 eğitim-öğretim yılının başlayacağını, dört gözle öğrencileri beklediklerini ifade etti. Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “71. etkinliğinizi gerçekleştirmek, sosyal ve kültürel faaliyetlerin sürekliliğini sağlamak açısından çok kıymetli bir sayıdır. İnşallah 700. ve daha nice hizmet içi eğitim programlarınızı yapma imkânınız olur. Bilim, kültür, sanatta birikimlerimizi kamuoyu ile paylaşmak süreklilik isteyen çalışmalardır. Bu anlamda faaliyetinizin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Başta Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız hocama ve bu programın gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi.
Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan konuşmasına şöyle devam etti: “Benim bulunduğum mekân Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk baş vekalet binasıdır. Keza Gazi Üniversitemizin bulunduğu bina da Cumhuriyetimizin ilk eğitim kurumlarındandır. Hepimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş Mücadelesini yürüttüğü mekanlardayız. Artık dijital mecralarla bulunduğumuz yerlerden bir araya gelerek etkinlikler gerçekleştirebiliyoruz.
Bu yıl itibari ile YÖK almış olduğu kararla uzmanlaşmış üniversiteler kategorisini uygulamaya koydu. Bu kapsamda Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi “Dijital Sosyal Bilimler Alanında Uzmanlaşan Üniversite” olarak tanımlandı. Bulunduğumuz 21. yüzyılın adı dijital çağdır. Dijital mecra teknik bir konu olarak düşünülse de topluma etkisinde ve insan ilişkilerinde sosyal bilimler temel çıkış noktasıdır. Evimizdeki gündelik hayattan, iş hayatı, sosyal ve kültürel etkinlikler, kişisel beceriler, sağlıktan eğitime birçok bilgi, veri sunulmaktadır. Dijital çağla birlikte yapay zekâ, big data gibi imkanların bize sunduğu birçok veri olmasına rağmen bu verilen nasıl seçileceği ve kullanılacağı önemli bir konudur.
Çağımızın üniversite gençleri bu imkanlara ve yeteneklere sahip bir halde yetişmektedir. Ancak, gençler bunu nasıl değerlendirecek? İlk önceliğimiz, evrensel düşünerek yerli ve milli bir tavırla hareket etmemiz gerekiyor. Dijital mecralarla birlikte sosyal değişim öyle hızlı akıyor ki kendi insani ve milli değerlerimizi korumak önceliğimiz olmalıdır.”
İnsanın kolaycılığa kapılarak tembelleşmesi, yaratıcı düşüme ve hayal gücünü azaltması, dijital mecralardaki etkileşimler sebebi ile kişinin mankurtlaşarak zihninin körelmesi, kolektif çalışma yeteneğinin kaybolması, hür ve özgür düşünmenin engellenerek eleştirel yaklaşımın kaybolması gibi unsurlar dijital çağın handikapları arasında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan,
“Evet, bilgisayarın, telefonun sunduğu imkanlardan sonuna kadar faydalanalım ama insan olduğumuzu ve gündelik gerçek hayatımızda olduğu gibi bu mecralarda da ahlaki ve etik olarak sorumluluğumuzun devam ettiğini unutmayalım. Sonuç itibari ile, Japon Kuantum Profesörü Dr. Michio Kaku, Geleceğin Fiziği ve Zihnin Geleceği kitabında ‘Her ne kadar yapay zeka gelişirse gelişsin insan zihni ve evrenin çok çok az bir kısmını keşfetmiş olacağız.’ demektedir. Asıl olan insandır, insan zihnidir. Sonuçta yapay zekayı yapan insan zihnidir. Gençlerimizin bu mecraları mükemmel olarak görürken kendi zihnimizin mükemmelliğini göz ardı etmemesi gerekiyor.
Bizler, Türkiye Cumhuriyeti olarak bin yıllık devlet geleneği devam eden bir milletiz. En önemli özelliğimiz bir istişare, danışma heyetlerimizin olmasıdır. Demokrasi kültürü Türk milletinde öteden bu yana var olagelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılına geldiğimiz bu dönemde Türkiye Yüzyılı olarak dünyaya söyleyecek çok şeyimiz olduğu kanısındayım. Bugün dünya çapında ilklerle kendi yerli ve milli teknolojik başarılara imza atan gençlerimizle, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi doğrultusunda herkesin insanca yaşayabileceği bir dünya inşa etmemiz gerekiyor. Yunus Emreler, Mevlanalar, Hacı Bektaşların neslinden gelen erdemli bir insan evladı olarak hareket etmeyi unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Son olarak, gençlerimizin dijital çağda Türkçe’nin en iyi şeklide kullanmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, korsan yayın, fikri mülkiyet, intihal, doğru iletişim, doğru kaynak kullanımı, veri analizi, bilişim güvenliği, veri okur yazarlığı konularında katılımcılara bilgi verdi.
Hizmet içi eğitim programının videosu için Tıklayınız!
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.