Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Bilim Konferansları-5: Türk Dünyasında Çevre Sorunları
6 Haziran 2021 | 09:04

Üniversitemiz bünyesinde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Bilim Konferansları dizisinin beşincisi “Türk Dünyasında Çevre Sorunları” başlığı çerçevesinde düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Dr. Yakup Ömeroğlu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Bahtiyar Bakır, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr.  Bahtiyar Bakır, çevre bilincine dikkat çekmek amacıyla bu konferansın ve bunun gibi etkinliklerin düzenlenmesinin önemine dikkat çekerek sözü konuşmacı Dr. Yakup Ömeroğlu’na bıraktı. Dr. Yakup Ömeroğlu konuşmasına, konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. 5 Haziran Çevre Koruma Haftasını kutlayan Dr. Ömeroğlu, “Bizim toplumumuzda ‘Kurdun, kuşun hakkı’ ifadesi vardır. Ama gelin görün ki son yüzyılda dünyaya hakim olmaya çalışan insanoğlu, yaptıklarıyla doğanın yok olmaya yüz tutmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.

Dünya üzerindeki habitat varlıklarının tahribinden bahseden Dr. Yakup Ömeroğlu, “Aral Gölü’nün kuruması, Türk dünyası için en büyük tehlikelerden biridir" dedi. Sovyetler Birliği yönetiminin tarımsallaşma faaliyetleri sonucunda yıllar içerisinde kuruyan Aral Gölü’nün, öncesinde bir çok felaketi engellediğinin, şuan da ise bazı coğrafik felaketler ve sağlık problemleri yaratabilecek tehlikede olduğunun bilgisini veren Dr. Yakup Ömeroğlu, “Türk dünyasının Aral’ı, artık Aral Gölü değil Aral Çölü olarak adlandırılıyor. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra 5 Orta Asya ülkesi, Aral Gölü’nün kurumasına karşı önlem alma amacıyla bir araya geliyor ve bir anlaşma yapıyor. Ne var ki günümüzde bu uygulamaların bir sonuca varmadığını en acı haliyle görmekteyiz” diye konuştu.

Dr. Yakup Ömeroğlu, Aral Gölü’nün durumu haricinde Sovyetler Birliği'nin yapmış olduğu diğer faaliyetlere de dikkat çekti. Atom bombası denemeleri yapan diğer ülkelerin bunları çöl ortamlarında yaptığını, Sovyetler Birliği’nin ise nükleer çalışmalarını birçok canlıya ev sahipliği yapan ve geniş bir ormanlık alana sahip olan Semey’de gerçekleştirdiğini, bu bölgeyi seçmelerinin de ideolojik sebepler temelli olduğunu savunan Dr. Ömeroğlu, “Sovyetler Birliği’nin yapmış olduğu denemelerden sonra doğada ve doğadaki canlı yaşamında çok büyük tahribatlar yaşandı. Tahribatların en önemlisi de bu nükleer çalışmaların, Kazakistan topraklarındaki bireylerde hâlâ etkisini gösteriyor olmasıdır. Bölgede yaşayan insanlarda sıklıkla rastlanan kanser hastalıkları ve anormal vücut rahatsızlıklarıyla doğan çocuklar, nükleer çalışmaların bir sonucu niteliğindedir” diye ifade etti.

Konferans, soru cevap kısmının ardından sona erdi.

 

background image