Üniversitemizde “Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi’nin Kahramanları” Adlı Anma Programı Düzenlendi
24 Aralık 2021 | 09:05

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bilim, sanat, eğitim ve öğretim misyonu ile 1926 yılında temelleri atılan Üniversitemiz, köklü geçmişinden aldığı büyük güç ile kuruluşunun 95. yılını taçlandırmaya devam ediyor. Yetkin akademik kadrosuyla gelecek nesilleri çağa uygun bir şekilde büyük bir azim ve onurla yetiştirmeye devam eden Üniversitemiz, gerçekleştirdiği çok çeşitli etkinlerle de Türk dünyasını oluşturan soydaş ve akraba topluluklara önemli katkılar sunuyor.

Kurulduğu günden bu yana yaptığı bilimsel ve sanatsal çalışmalarla Türk tarihi, Türk kültürü ve medeniyetinin ulusal ve uluslararası ölçekte öğrenilmesi, öğretilmesi ve tanıtılmasına önemli katkılar sunan Üniversitemiz Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜRKDAM), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın katılımıyla “Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi’nin Kahramanları” adlı anma programını Rektörlük Mimar Kemaleddin Salonu’nda düzenledi.

Moderatörlüğünü TÜRKDAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Aksoy'un yaptığı programa Sayın Ersin Tatar’ın yanı sıra; Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Konya Milletvekili Orhan Erdem, Tarım ve Köy İşleri Eski Bakanı Sami Güçlü, Milli Eğitim Bakanı Eski Yardımcısı ve Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Safran, KKTC Büyükelçiliği Müsteşarı Fatma Arşehit Soykan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Bilim Danışmanı Prof. Dr. Uğur Çevik, Kanlı Noel Katliamı şehitlerinin kardeşi ve Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Şehit Kemal Özalper’in Oğlu Fevzi Özalper, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bekir Buluç, Prof. Dr. Fazlı Polat, Prof. Dr. Ramazan Bayındır, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Halil İbrahim Bülbül, Prof. Dr. Alper Ceylan, Prof. Dr. Erdal Zorba, Prof. Dr. Fahri Temizyürek, Dr. Ahmet Bilal Dostbil, Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alev Çakmakoğlu Kuru, Dışişleri Bakanlığı Kuzeydoğu Akdeniz Genel Müdür Yardımcısı Berk Baran, Üniversitemiz Eski Rektörü Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, Eğitim-Öğretim ve Dış İlişkiler Kurum Koordinatörü Prof. Dr. İhsan Kalenderoğlu, Sosyal İşler Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Selami Candan, Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus, Genel Sekreter Hasan Kaleli, Genel Sekreter Yardımcıları Öğr. Gör. Ragıp Akyürek, Raşit Yıldırım, dekanlar, müdürler, öğretim üyeleri, daire başkanları konuklar ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, Üniversitemiz Resim-İş Bölümü mezunu ve Türk Mukavemet Teşkilatı mücahitlerinden olan Şehit Hüseyin Salih Bora’nın, Kıbrıs Türklerinin mücadelesini anlattığı el yazma tezini konu alan “Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazinin Kahramanları” adlı video gösterimi ile devam etti.

Programın açılış konuşmasını yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, "Sizlerle böyle anlamlı bir günde beraber olmak benim için büyük bir gurur kaynağıdır. Gazi Üniversitesinin değerli senatosuna almış oldukları bu karar ve şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanından dolayı yürekten teşekkür ediyorum" dedi.

"Çocukluğumdan bu yana hep bir mücadele, Kıbrıs’taki geleceğimiz, Kıbrıs’ta ne gibi süreçler yaşanacak, varlığımızı sürdürebilecek miyiz, Rum-Yunan ikilisi ne zaman saldıracak, ne zaman daha fazla katliamlar yapacaklar gibi endişeleri bir çocuk olarak yüreğimde taşıdım" diyen Sayın Ersin Tatar,  bu durumun karakterine yansıdığını dile ifade etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, şöyle devam etti: "Gazi Üniversitesinin şehitlerine öncelikle Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun, ruhları şad olsun. Çocukluğumdan beri İlhanların şahadeti hep yüreğimde bir acı olmuştur. Çünkü onların şehit edildiği o gece sonrasında ben annemin babama ‘Bir mahalle daha gelselerdi bizi de şehit edeceklerdi’ dediğini duyan bir kişiyim. Dolayısıyla onlara da tekrar rahmet diliyorum. Tuğgeneral Nihat İlhan ile 2007 yılında tanıştım. O bizim hep ilham kaynağımızdı. Çünkü yüreğindeki acıyla ömrünün sonuna kadar milletine hizmet etmiş, hayattan kopmamış bir kişiydi."

Kemal Özalper’in Malatya’dan sonra Kıbrıs’a gittiğini anımsatan KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, "Lefke’deki teknik okulda savunma sanayinin ilk adımlarının atılmasında kendisinin ürettiği o silahın kurşunun patlaması sonrası şehit olması büyük bir acı" dedi.

Kıbrıs'ın hepimizin millî davası olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Kıbrıs’ta her zaman bir Türklük kavgası olduğunu söyledi. Kıbrıs’ın 1571 yılında 80 bin şehit verilerek fethedildiğini belirten KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Kıbrıs'ın bu coğrafyanın bekası için oldukça önemli olduğunu kaydetti.

KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, şöyle devam etti: "1878’de İngilizler Kıbrıs’ı bir kira sözleşmesi ile devralmasına rağmen, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşananlardan sonra adayı ilhak ettiler. O dönemde Yunanistan’dan çok fazla insan adaya getirilmiş ve nüfus aleyhimize çevrilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de işaret ettiği gibi Kıbrıs kaybedilirse Türkiye’nin güvenliği de tehlikeye girer."

Rum ve Yunanlar'ın Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını istediğini dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Kanlı Noel saldırısında yüzlerce vatandaşımızın şehit edildiğini belirtti.

 "Yunanların saldırıları ile Türkler adada yüzde 3’lük bir kısma sıkıştırılmaya çalışılmıştır" diyerek sözlerine devam eden KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Türkiye’nin de desteğiyle büyük bir direnişin ada genelinde başladığını söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, sözlerini şöyle tamamladı: "Bütün bunlar dünyanın gözleri önünde olmuştur. Orada bulunan Birleşmiş Milletler, Kıbrıs Türk halkının katledilişini seyretmiştir. Garantör ülke İngiltere tarafsız olduğunu ifade etmiş ve müdahalede bulunmamıştır. Türkiye, Kıbrıs Türk halkından gelen çağrıyı da dikkate alarak 20 Temmuz 1974 sabahında Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirir ve Kıbrıs’ta yeni koşullar oluşur. Kıbrıs Türk halkının güvenliği için Türkiye’nin adadaki varlığı çok önemlidir. Türkiye’nin güvenliği için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin daha da güçlenmesi çok önemlidir. Sizlere yürekten teşekkür ediyor, hepinizi saygı ile selamlıyor, teşekkür ediyorum."

KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’dan sonra konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, “Kıbrıs  Türklerinin  varoluş  mücadelesi   yıllarında şehit düşenlerin anılacağı, 21-25 Aralık Millî Mücadele ve Şehitler Haftası’nda, Üniversitemiz  Rektörlüğü ve Türk  Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezimiz tarafından tertip edilen   ‘Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi’nin Kahramanları’ anma törenine hoş geldiniz” dedi.

Üniversitemizin temellerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından atıldığını anımsatan Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, “Kurulduğu günden itibaren, Türk devlet geleneği felsefesine uygun şekilde; Türk milletinin geçmişten aldığı, temeli binlerce yıllık geçmişe  dayanan kültür mirası ve değerleriyle, topluma liderlik yapabilecek, millî, manevi, kültürel ve insani değerlere saygılı, nesiller yetiştirmeye devam eden Üniversitemizin, bu süreçteki en büyük gücü, hiç şüphesiz ilim ve bilgi olmuştur” diye konuştu.

Üniversitemizin aynı zamanda YÖK tarafından belirlenen Araştırma Üniversitelerinden biri olduğunu dile getiren Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Üniversitemizde bugün itibarıyla 11 fakülte, 1 yüksekokul, 3 meslek yüksekokulu, 5 enstitü ve 39 uygulama ve araştırma merkezi yer aldığı bilgisini verdi.

Konuşmasında Sayın Ersin Tatar’a seslenen Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, şöyle devam etti: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesinin tüm dünyaya duyurulması, kabul görmesi noktasında, zat-ı alilerinizin, özellikle bir kısmını çocukluğunuzda yaşadığınız zulümlerin sonrasında, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan itibaren, ailenizden, öğrenim süreçlerinden ve yetiştiğiniz çevreden aldığınız eğitimlerle şekillenen vatansever ve millî duruşunuzla, Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesinde her platformda gösterdiğiniz üstün mücadeleniz, gayretleriniz malumlarımızdır. Bugün özellikle; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte,  Kıbrıs’ta  Federasyon  taleplerini,  beklentilerini  kesin bir dille ve  tutumla  reddetmeniz;  adada eşit iki toplum temelli bir yapının kurulması yönündeki çabalarınızın, özellikle 1974 Barış Harekâtı’ndaki şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz  hatıralarına  binaen, bağımsız, uluslararası düzeyde tanınan  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mücadelenizi sonuna kadar destekliyor.”

Üniversitemiz Rektörlüğü ve akademik birimlerinin tüm Türk dünyasının hizmetinde olduğunu belirten Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle olan iş birliklerine ayrı bir önem verdiklerini söyledi.

Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kıbrıs Türklüğünün varoluş mücadelesinde verdiğiniz mücadele, üstün gayret ve kararlı duruşunuz, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin desteklediği adada iki toplumlu, eşit haklara sahip bir bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mücadelenizde tüm Türk halkının, Türk dünyasının yanınızda olduğunu hissediyor ve biliyoruz. Bu yoldaki mücadeleniz elbette karşılığını bulacaktır. Bu vesileyle, Kıbrıs Türklüğünün tüm dünyada kabul görecek bağımsızlık mücadelesindeki üstün gayretlerinizin nişanesi olarak, Üniversitemiz Senatosunun zat-ı alilerinize tevdi edeceği ‘Fahri Doktora Unvanı’nı kabul buyurmanız bizleri ziyadesiyle memnun edecektir. Kıbrıs Türklerinin varlık ve bağımsızlık mücadelesinde şehit olan tüm  kardeşlerimiz anısına  tertip edilen ‘Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesi, 21-25 Aralık Millî Mücadele ve Şehitler Haftası’ etkinlikleri kapsamında ‘Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi’nin Kahramanları Anma Töreni’ne katılımlarınız bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Zat-ı alinize Üniversitem adına şükranlarımı arz ediyorum.”

Açılışta konuşan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Dekanı ve Kanlı Noel Katliamı şehitlerinin kardeşi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Kanlı Noel Katliamını ayrıntılı olarak dile getirdi. Kanlı Noel’in gerçekleştiği dönemde babası Tuğgeneral Nihat İlhan’ın binbaşı olarak Kıbrıs’ta görev yaptığını kaydeden Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Kıbrıs’taki Türk varlığını tamamen ortadan kaldırmak amacıyla Rum çeteleri tarafından 1963 yılında başlatılan silahlı harekette birçok vatandaşımızın hayatını kaybettiğini ifade etti.

Yaşanan zulmün şahitlerinden olan Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 1963 yılında Kıbrıs'ta EOKA tarafından yapılan katliamı anlattı. Sözlerine, "1963 yılında eşi ve 3 çocuğu Rumlar tarafından şehit edilen Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın oğluyum" diyerek başlayan Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, "21 Aralık 1963'te Rumlar ayaklanarak o sırada birlikte yaşanan Lefkoşa'daki Türk mahallelerini basmaya başladılar.  Aynı gece Kanlıdere’yi geçip, bir Türk mahallesi olan Dereboyu caddesinde şimdiki adı Mürüvvet İlhan olan sokağa geliyorlar. Orada önlerine çıkan evlerdeki Türk vatandaşlarını tarayarak ilerliyorlar. Bizim evimiz hemen sokağın en başındaydı. Rumlar bizim eve girdikten sonra evin banyosunda saklanmış olan rahmetli 3 abim; Murat, Kutsi ve Hakan ile anneleri Mürüvvet İlhan'ı tarayarak şehit ediyorlar" diye konuştu.

Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, şöyle devam etti: "Aynı zamanda ev sahibi, onun eşi ve 2 komşu ile küçük kızlarını da tarıyorlar. Babam akşamları bir arada olun, ateş edilirse küvete saklanın, dışarıdan kurşun gelirse en güvenli yer küvet olacaktır demiş. Rahmetli Mürüvvet Hanım çocukları bağrına basarak küvete saklanıyor. Geliyorlar hiç acımadan kapıyı tarıyorlar içeri giriyorlar. Banyoda saklanan 3 çocuk ve bir annenin üzerine yüzlerce kurşun yağdırıyorlar. Yapılan bu katliama baktığınızda dünyadaki hiçbir inanca, düşünceye sığmayan bir hain, insanlık dışı eylem olduğuna şahit oluyoruz. Bu eylemin EOKA tarafından gerçekleştirildiği kanıtlandı. 1 Aralık 1963’te tarihe ‘Kanlı Noel’ olarak geçen gecede ayrıca, sırf bizimkiler değil 364 Türk katlediliyor.”

Rumların Türkleri Kıbrıs’tan tamamen silmek için bu eylemleri yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, "EOKA denen faşist bir örgüt tarafından yapıldı bu eylem" diye konuştu. Babasının 1963 yılında Kıbrıs’taki alayın baştabipliği görevini yaptığı bilgisini veren Prof. Dr. İlhan, "Babam, hem genel cerrah hem ortopedi uzmanı askeri doktor. O sırada görev için orada bulunmakta. Kendisi çatışmaların bulunduğu bölgede askeri hastanenin sorumluluğunu yürütüyor. Burada da çatışmalarda yaralanan hem Türk hem de Rumların tedavilerini sağlıyor" dedi.

Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, sözlerine şöyle devam etti: "Kıbrıs’ta şu an ‘Barbarlık Müzesi’ olarak bilinen yer, evimiz BM Karargahı Ledra Palas’a kuş bakışı baktığınız zaman 500 metre bile olmayan bir yerde. Babam, bu bölge güvenli olduğu hem de şehrin merkezinde olduğu için bir sorun olmayacağını düşünüyor. Kendisi olayın olduğu sırada cephede, çatışmaların olduğu yerde görev yapıyor. Olaydan birkaç gün sonra haberi oluyor. Görevli subaylarla beraber askeri araca biniyorlar. Evin önüne kadar geliyorlar. Evin kapısı taranmış, dış tarafı yanmış. Evin içine girmeyeceksin elçiliğe gideceğiz diyorlar. Elçiliğe gidiyorlar beraber. O zaman ki büyükelçi diyor ki, ‘Binbaşım eşin ve 3 çocuğun şehit oldu’. Babam ‘Vatan sağ olsun’ diyor."

Yapılanları asla unutmayacaklarını dile getiren Prof. Dr. İlhan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, başbakan olduğu dönemde kendilerine “Millî Mücadele Madalyası” takdim ettiği bilgisini verdi. Sayın Tatar’ın bu yıl Elazığ’a geldiğini, Babası Dr. Nihat İlhan ve şehit ağabeyleri Murat, Kutsi, Hakan ile Mürüvvet Hanım’ın kabrini ziyaret ettiğini, bundan şeref duyduklarını söyledi.  Babası Nihat İlhan'ın yaşananlardan 44 yıl sonra 2007 yılında yeniden Kıbrıs’a gittiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, olayın geçtiği ve şuan “Barbarlık Müzesi” olan evi de ziyaret ettiklerini sözlerine ekledi.

Açılışta söz alan Şehit Kemal Özalper’in Oğlu Fevzi Özalper, “Malatya ve Elazığ Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Anadolu bölgesinde birbirlerine 100 kilometre uzaklıkta olan iki komşu ildir” dedi. Fevzi Özalper, şöyle devam etti: “Kemal Özalper Malatya Erkek Sanat Enstitüsünde kendi mezun olduğu okulda öğretmen olarak görev yapmakta olan bir teknik öğretmendir. Nihat İlhan Binbaşı’m ise Elazığ’ın yetiştirdiği askerî tıp operatör doktordur. Her ikisi de Ankara’dan mezun olmuştur. Nihat İlhan Binbaşı’m Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinden, Kemal Özalper Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulundan mezun olmuştur.”

Nihat İlhan ve Kemal Özalper’in yurt dışı görevine seçildiği bilgisini veren Fevzi Özalper, “Her ikisinin de ortak noktaları ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil etme bilincine sahip, sağlam karakterli, ülkesi için canını her an için feda etmeye hazır, Türklük gurur ve şuuruna sahip, iletişim kurma özelliği yüksek, çalışkan ve mesleğini çok iyi bilen donanımlı insanlar olmalarıydı” diye konuştu. 

Fevzi Özalper, şunları dile getirdi: “Cumhuriyetimiz 1923-1964 yılları arasında Kore hariç hiçbir ülke ile savaşa girmemiştir.  Mustafa Kemal Atatürk’ün istikbal göklerdedir veciz sözü ile Ankara Etimesgut’ta Türk Hava Kurumu kurulmuş ve her türlü uçak ihraç ettiği görülmektedir. Amerika’nın Marşal yardımıyla uçak ve otomobil sanayimiz bilinçli olarak kapatılmış ve eski model teknoloji ürünlerini ülkemize doldurmuşlardı. Bunu kabul etmek büyük bir stratejik hataydı. Yunanistan’ın Kıbrıs’ta “Enosis” diye bir idealleri vardı. O ideal halen var. Bunu gerçekleştirmek için her türlü yolu kendilerine mübah görmektedirler. En büyük idealleri Konstantinapolis’i alacağız, Ayasofya’ya çan takacağızdır. İkinci idealleri ise Kıbrıs’ı Helen Adası yapmaktır. Bu amaçlarını gerçekleştirmek için EOKA terör örgütü 23 Aralık 1964 tarihinde Kanlı Noel gecesinde Lefkoşe’de İlhanlar ailesinden Türk Alayının Tabip Binbaşısı Rahmetli Nihat Binbaşı’nın masum eşi ve 3 çocuğunu acımasızca katletmişlerdir.”

“İdealleriniz gerçekçi olmazsa elinizdekileri de kaybedersiniz” diyerek konuşmasını sürdüren Fevzi Özalper, sözlerini şöyle noktaladı: “Tarih boyunca Kıbrıs’ı Yunan adası yapmak isteyen bebek katillerini Kıbrıs’ta gördük. Kemal Özalper o dönem geliştirdiği bir savunma silahı ile Türk Mukavemet Teşkilatının savunma gücünü artırmıştır. Kemal Özalper’in şahadeti ile silahın üretimi sona ermiştir. Kemal Özalper’in o dönem kısıtlı şartlarda yaptığı silah bir simge olarak Kıbrıs Türk’ünün kurtuluş meşalesini alevlendirmiştir. Bu programın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.”

Açılışta konuşan TÜRKDAM Müdürü Prof. Dr. Alev Çakmakoğlu Kuru, “Bugün 23 Aralık, bugün KKTC Milli Mücadele ve Şehitler Haftası. Bu hafta sadece adadaki soydaşlarımız için değil, Türkiye Türkleri için aslında bütün Türk dünyası için önemlidir” dedi.

Prof. Dr. Alev Çakmakoğlu Kuru, şöyle devam etti: “Bu haftada andığımız Kıbrıs Türklerinin millî mücadele yılları ve şehitlerimiz bizlere; 1571 yılında Türklerin fethettiği ve yüzyıllarca vatan kıldığı, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ise İngilizlerce ilhak edilen Kıbrıs’ı, 1931 yılından itibaren onların desteği ile şımaran Rumların Enosis isteklerini, 1955’te terör örgütü EOKA’nın kuruluşunu ve Türklere fiili saldırıların başlamasını, bu saldırılara karşı 1957 yılında Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluşunu, 1963 yılında Rumların yaşattığı vahşeti, Kanlı Noel’i, Rumların bitmeyen katliamlarını ve 1974 Temmuzundaki Türk ordusunun barış harekâtıyla oluşturduğu özgürlük, güven ve huzur içindeki adada 1983 yılında kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varoluşunu anlatır.”

Milli Mücadele ve Şehitler Haftasının o mücadele yıllarını çekilen acıları, yaşanan zorlukları, ulaşılan bağımsızlığın değerini, millî mücadele yıllarının ve sonrasının anavatan-yavru vatan birlikteliğini hatırlamak ve genç nesillere anlatmak için önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Alev Çakmakoğlu Kuru, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu önem, Türk milletinin değerlerinin ayrı bir hassasiyetle sahiplenildiği Üniversitemizde, Üniversitemizin kıymetli akademisyenleri ve öğrencilerinde daha farklı bir anlam ve yere sahiptir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle kurulan ve onun unvanını taşıyan Üniversitemizin binlerce mezunu arasında Kıbrıslı öğrencileri ve şehitleri bulunmaktadır. Bu vesile ile programın gerçekleşmesinde bizlere büyük destek veren Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız ve Merkezimiz çalışanları olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.” 

Açılış konuşmalarının ardından Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız tarafından KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’a biniş giydirilerek Fahri Doktora belgesi verildi. Program, aile fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.

-1 -1 -1 -1 -1 -1 -1 -1
background image