Bugün Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası olarak kullanılan ve 8 Ağustos 1927 günü saat 17:00'de "Gazi Mustafa Kemal Paşa Muallim Mektebi" olarak temeli atılmış olan yapı Mimar Kemaleddin'in son eseridir. "Gazi İlk Muallim Mektebi", 1927 yılında etkisini kaybetmeye başlayan ve yeni başkent Ankara'nın yoğun yapı işlerinde çalıştırılmak üzere çağırılan yabancı mimarların da etkisiyle, 1930 yılında sona eren 1. Milli Mimarlık Dönemi'nin de son eserlerinden biri olmuştur. 1927 yılında yeni Ankara'nın inşasında etkili olacak mimari biçimlerin seçimi üzerinde tartışmalar sürerken, genç Türkiye'nin eğitim politikasının ana kaynağını oluşturacak olan Gazi İlk Muallim Mektebi'nin tasarımı da eleştirilerden nasibini almış, bu nedenle Mimar Kemaleddin istemeden birçok değişiklik yapmak zorunda kalmıştır.
Gazi İlk Muallim Mektebi tasarımının 1927 yılında tamamlandığı, özgün projenin zemin kat plânındaki tarihten anlaşılmaktadır. Okulun yapımı ise 1930'larda bitirilerek aynı yıl eğitime başlanmıştır. İmparatorluk döneminde çeşitli yerlere dağılmış olan öğretmen okulları, Cumhuriyet'in ilanından sonra belli yerlere toplanarak, bunlar için, çağın şartlarına uygun, donanımları eksiksiz yeni binalar yaptırılmıştır. Bu okulların en önemlisi olan Gazi Terbiye Enstitüsü 1926 yılında Orta Muallim Mektebi adıyla Konya'da açılmış, Ankara'da 1927 yılında yapımına başlanmış olan merkez tamamlandıktan sonra, 1930 yılında Ankara Gazi İlk ve Orta Muallim Mektebi adıyla yeni yerinde eğitimini sürdürmüştür. Okulun adının 1940'larda Gazi Eğitim Enstitüsü olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Mimar Kemaleddin'in Ankara Gazi İlk Muallim Mektebi binası daha sonra, Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun 25.09.1984 tarih ve 408 nolu "Gazi Üniversitesi Rektörlük binası olarak kullanılabilmesi için gerekli onarımların yapılması uygundur" şeklindeki karar ile Gazi Üniversitesi'nin Rektörlük binası olmuştur.
Yıldırım Yavuz'un "Mimar Kemaleddin ve Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi" isimli kitabında 24. katalog numarası ile incelenen Gazi İlk Muallim Mektebi'nin bodrum kat, zemin kat ve birinci kat plânları verilmiş, bu kat plânları için kaynak olarak Gazi Eğitim Enstitüsü arşivi gösterilmiştir. Yan bölümleri, bodrum katla birlikte dört kata sahip olan yapının, orta bölümü beş katlı olup, girişin üzerine gelen ve gözlemevi (observatorium) olarak kullanılması düşünülen bir de altıncı katı bulunmaktadır. Okulun dışa bakan yüzleri kesme taş ile kaplanmış, üzeri kiremit kaplı kırma bir ahşap çatı ile örtülmüştür.
Yapının Gazi Eğitim Enstitüsü olarak kullanıldığı 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başına ait bilgilerden, simetrik bir biçimde plânlandığı, zemin katında ön bölümde, yan yana dizilmiş büyük derslikler; arka bölümde üç büyük salon halinde yemekhaneler; yan kanatlarda büyük laboratuvarlar bulunduğu anlaşılmaktadır. Binada girişin tam karşısına, iki kat yüksekliğinde, balkonu ve sahnesi olan büyük bir toplantı salonu -günümüzdeki adıyla Mimar Kemaleddin Salonu- yerleştirilmiştir.
O tarihlerde toplantı salonunun iki yanındaki avluların çevresine tuvalet, duş, v.b. servis mekânları dizilmiş, katlar arasındaki bağlantılar, girişe göre simetrik bir biçimde yerleştirilmiş, ikisi arka yüzden, ikisi ortadaki avlulardan aydınlanan dört merdivenle sağlanmıştır. Çeşitli servis mekânlarının yer aldığı bodrum katında, ısı merkezi toplantı salonunun altına; mutfak ve çamaşırlıklar ise yemekhanelerin altına yerleştirilmiştir. Birinci katta diğer derslik ve laboratuvarların yanı sıra, arka bölümde kitaplık, resim ve müzik atölyeleri, ön bölümde ise girişin üzerinde öğretmen ve yönetici odaları bulunmakta olan yapının diğer iki katı yatakhanelere ayrılmıştır. Gözlemevi ise gerekli araçlarla donatılmadığı için hiçbir zaman kullanılmamıştır.
1984 yılından beri Gazi Üniversitesi tarafından kullanılan yapıda, bugün Üniversite'nin Rektörlük ve ofisleri ile Gazi Eğitim Fakültesi Dekanlığı ve laboratuvarları bulunmaktadır. Eserin zemin ve birinci katında, iç avluların kuzey doğusunda kalan kısmını Rektörlük, güney batısında kalan kısmını ise Gazi Eğitim Fakültesi Dekanlığı kullanmaktadır. İkinci ve üçüncü katın tamamında Rektörlük birimleri yer almakta, yapının bodrum katında ise, iç avluların güney batı tarafında, Gazi Eğitim Fakültesi'nin laboratuvarları bulunmaktadır. Avluların kuzey doğusunda kalan kısmın sol bölümünde Gazi Üniversitesi'nin Resim - Heykel Müzesi, sağ tarafında ise yine Rektörlüğe ait çalışma alanları yer almaktadır. Yapıyı simgesel olarak vurgulayan üzeri bir küçük kubbe ile örtülü olan gözlemevi ise günümüzde de kullanılmamaktadır.
Orta doğrultulara göre simetrik bir biçimde düzenlenmiş olan yapı yüzeylerinde, birinci kat pencereleri sivri kemerlerle geçilmiş; diğer pencereler büyük dikdörtgen ya da kare açıklıklar olarak biçimlendirilmişlerdir. Yapının orta bölümü, ön ve arka yüzlerde genel yapı yüzeyinden dışarı doğru taşırılarak orta doğrultu vurgulanmış, ön yüzde girişin iki yanındaki odalarla; arka yüzde köşelerdeki merdivenkovaları genel saçak yüzeyinden dışarı doğru taşırılıp, üzeri beşik çatılarla örtülerek, bunlara simetriyi pekiştiren kuleler görünümü verilmiştir. Ana giriş önünde, iki kat yüksekliğinde beyaz mermer sütunlarla taşınan beş adet sivri kemerli açıklıkla tariflenmiş yüksek bir giriş revakı ile bunun üzerinde, kare açıklıklarla belirlenmiş, kapalı bir balkon bulunmaktadır. Bu kapalı balkonun üzerine ise, en üst kattan erişilen, üstü açık bir teras yerleştirilmiştir. Arka bölümde de orta doğrultudaki yemekhane çıkıntısını çevreleyen ve bunun iki yanındaki girişlere ulaşımı sağlayan, sepetkulpu kemerlerle geçilmiş açıklıkların oluşturduğu, üzeri açık teraslı bir giriş revakı daha görülmektedir. Yan yüzlerdeki simetri laboratuvarların iki yanındaki, üzerleri açık teraslı, iki kat yüksekliğinde sivri kemerli birer çift açıklıkla belirlenen girintilerle vurgulanmıştır. Yapının bodrum katı, zemin kat döşemesi seviyesinden geçen sürekli taş bir kuşakla diğer katlardan ayrılmış; tüm pencereler yüzeyden girinti yapan düşey panolar içine açılmış, yüzey düzenlemesi geniş saçaklarla bitirilmiştir.
Ön ve arkadaki girişlerin önünde oluşturulan revakların mermer sütunlarının üzerlerine stalâktitli başlıklar yerleştirilmiş, ana giriş revakı üzerindeki kapalı balkonun açıklıkları, kırmızı mermerden dörtlü sütunlarla ayrılmışlardır. Bu girişin iki yanındaki kule biçimli çıkıntıların üst kat pencerelerinin üzerine, ortalarında madalyonlar bulunan, rumî bezemeli tepelikler yerleştirildiği görülmektedir. Bu yapıdaki sütunlar, Mimar Kemaleddin Bey tarafından, milli mimarlık ilkelerine uygun olarak, taşıyıcı niteliklerinden çok, yüzeylerdeki keskin hatları yumuşatıcı görsel özellikleri nedeniyle kullanılmışlardır. Mimar Kemaleddin Bey, Gazi İlk Muallim Mektebi dışındaki okul ya da medreselerin hiçbirinde taşıyıcı ya da görsel nedenlerle sütun kullanmamıştır. Betonarme iskelet sistem ile inşa edilmiş Gazi İlk Muallim Mektebi ön ve arka giriş revaklarıyla, toplantı salonundaki balkonun taşıyıcıları dökme mozayik tekniği ile yapılan betonarme sütunlarla çözümlenmiş, böylece bunlar taşıyıcı niteliklerinden daha çok görsel nitelikleri ile önemsenmiştir.
Mimar Kemaleddin'in tasarladığı ama yapılışını göremediği bu bina Atatürk'ün Orman Çiftliğinden alınan zamanın çorak topraklarında bir mücevher gibi şekillenmiştir. Bu bina genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yokluklarla mücadele ettiği bir dönemde geleceği yetiştirecek öğretmenlerine değerli bir armağanı, yapıldığı dönemin son teknolojisini bünyesinde barındıran çağdaş eğitimin de sembolü olmuştur. Atatürk'ün sonsuzluğa uğurlandığı 1938 yılında bu bina cenaze töreni için ülkemize gelen yabancı konukları da ağırlamıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği ile Mimar Kemaleddin Bey'in yaptığı bu eser dün olduğu gibi günümüzde de eşsiz güzelliğini ve ihtişamını korumaktadır. Bu binada "Gazi İlk Muallim Mektebi" olarak başlayan Cumhuriyet Dönemi Milli Eğitim'in çağdaş hikâyesi böyle tarihi bir değere sahip olmanın gururu ve bilinci ile Gazi Üniversitesi adıyla devam etmektedir.
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.